NE KADAR ÇOK ŞEY BİLİRSEK, O KADAR KOLAY AFFEDERİZ, KİM DERİNDEN HİSSEDERSE, YAŞAYAN HERKESİN ADINA HİSSEDER. ASLINDA HEPİMİZİN İSTEDİĞİ SEVİLMEKTİR....
AYRILIK; YARIM KALMIŞ BİR BEDEN RUHTAN AYRI, RUHSUZ BİR BEDENİM NE KADAR OLUR Kİ İNSANA HAYRI, SEN BENİM ÖBÜR YARIMDIN. GİTTİN DE BENİ YARIM BIRAKTIN, BÖYLE DAHA NE KADAR YAŞARIM, SENSİZ,BİLMEM GAYRI....!
GIDECEKSEN BİR SABAH GID GÖNLÜMDEN, İHTİMALKİ DİĞERLERİ DERİN UYKUDADIR, TENHADIR HEM BU SAATLER KALBİMİN HER KÖŞESİ, KİMSE ANLAMAZ SEBEPSİZ GİDİŞİNİ.................
Acıyı görmek mi istiyorsun? Gözlerime bak! Dudaklarımda söyleyemediğim sana ait duyguları, Bana her fırsatta bıraktığın yokluğunun acısını fark edeceksin. O zaman anlayacaksın acının sende ne kadar masum durduğunu.
Ayrı yetişmiş güllerin birbirine hasreti gibi, Umutla kurudum sensiz. Ve sen hiç gözlerime bakıp beni sevdiğini söyleyemedin. Oysa sırf bu kelime için kurduğum hayallerdi beni hayatta tutan Bir boşluktan içeri girdim her gece, Senli düşlerden sensiz karanlıklara süzülür gibi.
Ellerin nasıldı? Küçük müydüler? ve parmakların ince uzun mu? Parmaklarını parmaklarımın arasında hissedip, Seninle sahil boyu denizi hiç fark etmeden bir birimize bakıp yürüyemedik. Gözlerinin’de geleceğe dair hayaller kuramadan, sadece umut ettim gözlerini görebilmeyi. Ve o gözlerinde ki ışıltıyla karanlık gecelerime yol göstermeni istedim
Acıyı görmek mi istiyorsun. Gözlerime bak! Ve yaşanmamış boşa geçen anların hüzünlü şiir’ini oku, Kirpiklerinden sıyrılıp yanaklarına düşen dizelerimde.
Dünyada olamadığım anları mahşere bıraktım ben, Ben seni bu dünyalık mı sevdim sandın? Ölüm’müş,terk edilişmiş umurumda değil,gelme istersen. Nasılsa bir gün hayat biletimi kestiğinde, Kavuşma vakti olacak benim için ölüm. Dudaklarımda ki acı tat? Yoksa acı bir tebessüm mü olacak sana ulaşmayı beklemek? Ne yazık hiç bilemeyeceğim.
Seni seviyorum, Gerçeğin ta kendisi bu iki kelime, Sırf dudaklardan çıkması istenen değil de İçimde taa içimde senin için atan bir kalbin feryadı, Haykırışı bu sevdiğim. Sana ulaşamasam da, Biliyorum ki zavallı kalbim Sana ait her şeyi saklıyor en gizli yerlerinde Kanlı ve uykusuz gözyaşlarımın Her gece aynalardan süzülmesi gibi acı veriyor uzaklarda oluşun.
Kaç zamandır bir hüzün dolaşıyor odamda. Duvarlar bir şeyler söylüyor sanki Adım adım yok oluşumu izliyorum Her batan güneşin karanlığı getirmesiyle. Sabahlara kadar uykusuz gözlerimle uzaklara, karanlıklara bakıyorum mütemediyen Kayan her yıldızda tek bir şey diliyorum? Ve Senin için yalvardığım namazlarda secdeye kapanıp Rabbime ettiğim dualarım, Tuttuğum dilekle aynı olması ve sonra umudumu yitirmeden Rabbimin bir bildiği var deyip Kabul olmadığında dualarımın Tekrar tekrar yalvarmalarım.
Seni Öyle Çok Seviyorumki…Şu anda cok uzaktasın, beni düşünüyor musun, bilmiyorum? Ama ben hep seni düşündüm bugün, hiç aklımdan çıkmadın, attığım her adımda, yaktığım her sigaramdaydın….
Seni şimdiden öyle çok özledim ki…İçim acıyor, sanki anlamsız bir keder çöreklendi yüreğime, gitmek bilmiyor…
Yürüdüm yağmur da, ellerim üşüdü yine….Gözyaşlarım, yağmura karıştı….Yüreğim ise sıcaktı, Giderken yanında götürdüğün için o hep ılık bir sevda sıcaklığındaydı…..
Çünkü her sabah kalktığımda Bir günü daha seninle geçirecek olmanın mutluluğunu yaşatıyorsun bana… Ben güne seninle başlıyorum… Ve hergün gün hayatı yeniden keşfediyorum… Seni seviyorum…Çünkü gökkuşağının her tonunu gölgede bırakan en parlak renksin sen… Herşey senin rengini taşıyor… Ve benim için ancak o zaman anlamlı oluyor. Seni seviyorum…Çünkü soğuk günlerde içimi ısıtan meltemsin… Sıcak günlerde içime ferahlık veren kuzey rüzgarı… İliklerime işleyerek esiyorsun… Seni seviyorum…Çünkü herşeyde sen varsın…
Nasıl olmayacaksın ki? Sanki sen doğduğumdan beri içimdeydin… Yüreğimin en derin köşesindeydin… Sanki ortaya çıkmak için beni bekliyordun… Ve ben orada olduğunu farkedince hakettiğin yere çıkardım seni… Seni seviyorum…Çünkü hep benimlesin…
Seni görmem için yüzüme bakmam gerekmiyor… Gözümü kapatsam oradasın… Gördüğüm her yüz aslında sensin…. Seni seviyorum…Çünkü gözlerinin içindeki binlerce yıldız gecenin karanlığını delip geçiyor… Sen bana bakarken ben kendimi yıldızlara bakıyor gibi hissediyorum… O yıldızların parlaklığında kaybediyorum kendimi… Gözlerim kamaşıyor ama şikayetçi değilim aydınlığından…
Güneş doğmasa, yıldızlar kaybolmasa diyorum… Ama biliyorum ki güneşim de sen olacaksın gecenin sonunda… Bu kez daha parlak, daha aydınlık çıkacaksın karşıma… Seni seviyorum…Çünkü saçların ellerimin arasında kayıp giderken Dünyadaki cenneti bulmuş gibi hissediyorum kendimi… Cennetin sahibi sensin… Ve biliyorum ki sadece izin verdiklerin girebilir o cennete… Ben o cennette kalmaya kararlıyım… Seni seviyorum…Çünkü her gülümseyişin içime yeniden yaşama sevinci dolduruyor… Her gülümseyişin, karamsarlığı yıkıyor, umutsuzluğu parçalıyor… Bir çiçek bahçesine çeviriyor çorak dünyayı… Çiçek dedim ya… Bir çiçek adı verseydim sana PAPATYA olurdun… Açışıyla dünyaya, insanlara baharın geldiğini müjdeleyen papatya… İddiasız ama güzel… Güzel ama kibirsiz… Seni seviyorum…Çünkü seni sevmeyi, sana dokunmayı, seni dinlemeyi, sana bakmayı, seni koklamayı, seninle paylaşmayı seviyorum…Seninle birlikte insana dair ne varsa onları da seviyorum…Seni sevdiğimi anlatmaya çalışırken Ne kadar çaresiz olduğumu da görüyorum… Her sözcükten sonra durup tekrar tekrar düşünüyorum… Seni yeterince anlatabildim mi diye… Biliyorum ki yetmeyecek… Bu kadar sözcükten sonra bile, sana sevgimi anlatamamış olacağım….Sözcüklerin bittiği yerde gözlerime bak…Onlar bu sevgiyi çok daha iyi anlatacaktır sana…
köz yapma yaralarımı, yaralarıma saracak sevdammı var.. gözyaslarıma dokunacak ellermi var.. yoksa sana sunulacak bir dilim ask mı var.. ne olur sus yüregim !!!
deli rüzgar olup esme, esipte canımı acıtma.. gözlerime kanları doldurma, kefen yapma bedenime herseyi…
sus ne olur… sus ne olur!..
acıtma canımı bu kadar,dayanacak gücüm yok biliyorsun... senide cıkarıp canlı canlı gömerim yüregim … ne olur sussss!!!
Öyle içim yanıyorki, kimselere söylemiyorum:yüreğim alev alev yanıyor, içimdeki bu kocaman sevda ayaklarıma pırangalar vurdu,gözlerim kör dilim lal oldu,ne yapsam bilmiyorum nereye gitsem bilmiyorum, yüreğimdeki yaralar her geçen gün daha çok kanıyor…
içimde fırtınalar, gözlerimde yaş dinmiyor, yıkık dökük bir kasaba gibiyim… hayallerim kırık dökük…
Kader değil ayrılık. Aşkı bilmeyenlerin, Sevdalılara yaptığı zulmün adı. Ağlayanların yalnız kalanların feryadı. Yaraların en derini. Sevilenin sevene bir oyunu. Kader değil ayrılık. Aşkı bilmeyenlerin, Sevdalılara kıydığı ölümün adı. Masumların,zavallıların feryadı
Dertlerin en çekilmezi. Nankörlerin şeytanla yakın dostluğu. Kader değil ayrılık. Aşkı bilmeyenlerin, Sevdalılara acımadığı kötülüğün adı. Sevmeye tövbe edenlerin feryadı. Talihsizliğin en büyüğü. Şıpsevdilerin değişmez bir kanunu. Kader değil ayrılık.
Aşkı bilmeyenlerin, Sevdalılara anlattırdığı öykünün adı. Hüzünlenip,içenlerin feryadı. Tokatın en acı vereni. Sevilenin sevene bir oyunu
Aklımda resmini çiziyorum Biraz telaşlı görünüyorsun bir o kadarda hevesli. Bir yere gidiyorsun belli. Her zaman istediğin bir yere. Mutlusun, Bir o kadar da üzgün. Bavullara koyup ta götüremediklerinin üzüntüsü bu Meleğinin Korkma meleğin de mutlu Senin mutlu olabileceğini düşünmek onu da mutlu ediyor…
Vakit daralıyor Umuda yolculuk başlamak üzere Meleğin ağlıyor! Melekler ağlar mı hiç küçüğüm diyorsun Cevap: Gözyaşları oluyor Sonra resim donuklaşıyor. Boş bir oda görüyorum Penceresinde ağlayan bulutlar, Masanı aydınlatan ışık titriyor Şimdi öksüz
Başından beri elinde gördüğüm kalemin Sessizce Gidişini yazıyor Kağıt kabul etmiyor
Titreyen ışıkta fazla dayanamıyor Çaresiz bir karanlık çöküyor Dışarıda yağmurun ayak sesler
Gözlerimden süzülen bir damla yaş resme damlıyor, Renkler karışıyor
Sonra meleğini görüyorum Omzuna dokunuyorum. Yaşlı gözlerle: Ağlama melek, O mutlu diyorum. Ya sen diyor. Donup Kalıyorum.